TürkçeEnglishFranceGermanyRusiaSpain

♦ 01.01.2024 tarihinden itibaren; 6’lı ganyan birim fiyatı 40 kuruş, Ş.Urfa, Elazığ, D.Bakır ve Yabancı Yarışlarda 30 kuruş olarak uygulanacaktır.♦


   
  Altılı Mekanı
  A.SOZEN
 

AKIN SÖZEN

Herkes onu konuşuyor, memnuniyetle ve de merakla izliyor. O ise genç yaşına rağmen çok çalışıyor, hayallerine kavuşmanın, elde ettiği başarıların haklı gururunu yaşıyor. Merak edenlere kararlılığı ve azmiyle “Kazanmaya devam, havalara girmedim, girmeyeceğim” mesajı veriyor.

Evet, hem görüntüsü hem de stiliyle Avrupai jokey Akın Sözen’den bahsediyoruz. 24 Nisan 1987 Kastamonu, Çatalzeytinli doğumlu Akın Sözen, şu anda Türkiye’nin en genç jokeyi. Sözen jokeylik hayaline 10 Temmuz’da Bursa’da BROKEN FEATHER’ LA ulaştı. 6 ay gibi kısa bir aprantilik macerasından sonra 100 koşu kazanarak jokey oldu. Akın’la en sevdiği hipodrom olan Veliefendi’de hayallerinin mesleği hakkında konuştuk.

• Türkiye’nin en genç jokeyi olmanın avantajları ve dezavantajları neler;

Benim için en genç olmanın avantajı, dezavantajından daha fazla. Diğer jokeyler çok destek oluyor. Onlar da benim yaşımda jokey oldukları için, yaşadığım zorlukları çok iyi anlayıp bana yardımcı oluyorlar, tecrübelerini aktarıyorlar, hatalarımı gösteriyorlar. Ben bazen küçük şeylere çok tepki verebiliyorum, onlar bunu normal karşılamamı sağlıyor ve beni sakinleştiriyor. Dezavantaj olarak da Türkiye’nin en tecrübelileriyle yarışıyorum elbette bu zor bir mücadele. Yine de jokey olmaktan mutluluk duyuyorum.

• 6 aylık bir sürede 100 yarış kazanarak hızlı bir başarı grafiği çizdin, birdenbire yükselmek seni ürküttü mü?

Ürkütmedi ama jokeyliğe adım adım yaklaştıkça heyecanım da arttı. Bu aynı zamanda hayallerimin de gerçekleşmesi demekti. Jokeylik beni heyecanlandığı kadar da meraklandırdı da…

• En çok neyi merak ettin?

Bu başarının jokey olduktan sonra devam edip etmeyeceğini merak ettim. Bunu çok düşündüm hatta hep düşündüm. Eninde sonunda jokey olacağımı biliyordum ama nasıl bir jokey olacağımı merak ettim. Bazen korktum, endişelendiğim de oldu.

• Şimdi kendini nasıl görüyorsun? Aprantilikten jokeyliğe geçiş, hiç şüphesiz sancılı bir süreç ama sen hafif atlatmış gibisin…

Evet, zor bir süreç ama genellikle yeni jokey olanların yaşadığı duraksamayı ben yaşamadım. Aklım karıştı, hatta belli bir duraksama dönemi yaşarım diye beklemiştim ama korktuğum başıma gelmedi. Jokey olmak benim hedefimdi, şimdi bu hedefime ulaştım başka hedefler belirledim çıtamı yükselttim. Daha çok çalışıyorum ve hep çok çalışacağım ama asla “Ben artık oldum” diye bir rahatlığa kapılmam. Havalara girmedim, girmeyeceğim de. Hala ağabeylerimden ders alıyorum, daha öğrenecek çok şeyim var.

• Jokey olduktan sonra hayatında neler değişti?

Jokeylik, zor ve riskli bir meslek. Bu yüzden diğer mesleklere baktığımızda Türkiye’de çok da fazla jokey yok, bunun avantajını yaşıyoruz. Çok ilgi uyandıran bir meslek. Aslında sizin nasıl kullandığınıza bağlı ben jokeyim diye girersen her ortama çok avantajı var ama bu yanlış bana göre. Ben her zaman kendim olarak bir yere giderim yani Akın olarak, zaten bunları değiştirip değiştirmemen kendi elinde. İnsanlar jokey olduğunu öğrenince çok iyi davranıyor ama sırf bu avantajları yaşamak için her ortamda bunu öne atmak anlamsız.

• 19 yaşındasın, meslek sahibisin ve başarılar elde edip para kazanıyorsun. Türkiye’de senin yaş gurubun henüz meslek seçimi aşamasındalar. Yaşıtların ve arkadaşlarının sana karşı davranışları bakışları nasıl?

Karşımdakilere nasıl davranıyorsam onlar da bana o şekilde davranıyorlar, bu biraz da benim elimde. Ben karşımdakine 5 sene önceki sıcaklığı ve samimiyeti gösterince arkadaşlarım da bana karşı öyle oluyor.

• Riskli bir meslek, zor bir yaşam tarzı benimsedin, ailen nasıl bakıyor jokey olmana?

Gururlanıyorlar ben bir mutlu oluyorsam onlar benden kat kat fazla mutluluk yaşıyor. Annem çok dua ediyor benim için. Onun benim için dua ettiğini bilmek de bana huzur veriyor.
Ailemin yanında doğru zamanda doğru insanlarla karşılaştığım için jokey oldum. Orhan Yenihayat ve Can Güven’in bugüne gelmemde katkısı çok büyük.

• “Akın Sözen” ismi artık yarış severler için önemli, sana güvenen çok insan var, bunun yüklediği sorumluluk, sende baskı oluşturuyor mu? Bu güveni korumak için ne yapıyorsun?

Tabiî ki böyle bir baskı oluyor. Özellikle koşu öncesi “benim atım favori, bana güveniyorlar” diye düşünüyorum ve biraz heyecan veriyor. Neler yapmalıyım hızlı hızlı aklımdan geçiriyorum. Ama bu düşünceyi kafamdan atmak istiyorum. Starta girdiğimde aklımda yarışı oluşturuyorum, başka bir şey düşünmüyorum. Önemli bir koşu olsa bile, atımla favori de olsak bunları düşünmüyorum artık Yarışta çok kısa zamanda, ne yapmam gerektiğine karar vermem gerekiyor. Bocalamamak için ihtimalleri 30 kere kafamda kuruyorum. Start verildikten sonra hiç aklıma gelmeyen şeyler de olabiliyor. Çok kısa bir zamanda en iyi kararı vermek gerekiyor.

• Jokeyliğin başındasın. İlk zamanlarınla şimdiki arasında nasıl bir fark var, neler hedefledin? Ne kadarına ulaştın? Bundan sonraki hedefin ne?

Birçok hedefime ulaştım onları yakaladıkça daha büyük başka hedeflerim oldu şimdi de hedeflerim var. İlk hedefim at binmekti, daha sonra bir yarış kazanmak oldu, kazandım jokey olmak istedim, şimdi de jokeyim. Şu anda aslında ilk başladığım zaman hayalini kurduğumdan daha fazlasını elde ettim. Bundan sonraki hedefim; yerimi ve ismimi sağlamlaştırmak, kazandıklarıma açık, klasik koşuları eklemek. Şu an için daha yerim sağlam değil mesela bir Halis ağabey bir Sadettin ağabey bir Yemen ağabey gibi akıllara kazınmak istiyorum ondan sonraki hedefim de Gazi Koşusu kazanmak olacak tabiî ki.
Geleceği düşündüğüm zaman en çok istediğim şey yurt dışında da başarılı olmak önce başka projelerim var onların üstesinden gelip, sorumluluklarımı en iyi şekilde yerine getirirsem yurt dışına çıkıp, orada da başarı elde ederim bence en önemlisi iyi çalışmak.

• Bir apranti olarak 80. Gazi Koşusunda at bindin, neler hissettin?

O koşunun havası bir başka, padokta bile ayrı, kaliteli bir hava yaşıyorsun. Sanki hep at bindiğim yerde değilim de bambaşka bir yerdeymişim gibi geldi. O gün, o önemli koşuyu her yerde yaşadım ve heyecanı bambaşkaydı. O heyecanı yaşayabilmek, bir parçası olabilmek bile çok önemliydi.

• Sosyal hayatın nasıl, işin nasıl etkiliyor? Ailene arkadaşlarına zaman ayırabiliyor musun?

Bazı dönemlerde her gün at biniyorum bence jokeylerin sosyal hayatı yok, ama olmalı. Elazığ haricinde tüm hipodromlarda at biniyorum. Düzenli yaşamaya gayret ediyorum ama mesela Ankara’dan geç dönüyoruz sabah uyuya kalıp antrenmanı kaçırabiliyorum vücut yorgun düşüyor. Ben de tabiî ki gezmeyi, eğlenmeyi, sinemayı konserleri seviyorum ama yorgun olduğum için dinlenmek genelde daha cazip geliyor. Sosyal hayat kalmıyor işte jokeylik böyle bir yaşam biçimi. Mesela kız arkadaşımla görüşemediğimiz için ayrıldık. Bazen beni aradığında koşudan çıkmış oluyordum, şehir dışında, yorgun ya da sinirli olabiliyordum tabi o da ilgi bekliyordu zor oluyordu.

• Yarışseverlerle aran nasıl?

Beni tanıyorlar Akın sen geçersin diyorlar, güveniyorlar. Artık alıştım insanların Akın Sözen diye tezahürat yaptığını duymak çok güzel ama artık duymamaya bile başladım. Belki inanmayacaksın ama bugüne kadar onlardan hiç kötü bir söz duymadım. Birinci gelsem de gelemesem de bir diğer koşuda yine destek veriyorlar. Onların desteğini hissetmek de güzel tabi ama onun da ayrı bir sorumluluğu var.

• Yarış severlerin yanı sıra diğer arkadaşların için de gelecek vaat eden isimlerin başındasın, bu güveni nasıl sağladın aranızdaki ilişki nasıl;?

Çok stresli bir iş olduğu için bazen hepimiz aramızda tartışmalar yaşıyoruz. Ama ben kötü bir söz söylersem hemen gidip özür dilerim. Hatta bazen günlerim özür dilemekle geçiyor. Saygılı olunca onların gözünde yükseliyorum, onlar da hoşgörü ve desteğini esirgemiyor. Onlar tecrübeli olduğu için bazen sizin göremediklerinizi görebiliyor. Bende ışık görünce, yetenekli olduğumu düşününce kendime daha fazla güveniyorum. Kiminin çalışma stilini kimisinin yaşamını, kimisinin performansını, kiminin düşünce ve davranışlarını örnek alıyorum hepsinden öğreneceklerim var.
Bu iş için sadece yetenek yetmez çok çalışmak gerekiyor. Bana güvenenlerin inançlarını boşa çıkarmamak için çok çalışıyorum. Birçok kişiye karşı sorumluluğum var. Önce atın bakıcısı, antrenörü, sahibi var. Sonuçta hepsinin umudu ve emeği var.

• Göz önündesin, tanınıyorsun hakkında olumlu ve olumsuz yazılanlar ve söylenenler var bunlar seni nasıl etkiliyor ?

Göz önünde olmanın elbette kötü yanları da var. Kırk yılın başı fırsat bulup bir gece eğlenmeye gitsem, bir konsere gitsem biri görünce hemen sahada yayılıyor. O neredeyse bir ay gidiyor, ilk hatamda “Bak işte geziyordu ondan böyle oldu” diyorlar. Ama ben de insanım hata yapabilirim, hem daha yeni jokey oldum beni eleştirirken insanların biraz daha insaflı olmasını istiyorum. Bazı insanlar sanki hata yapmamı istiyor ve bekliyor. Bir sinemaya gitmem bile onların gözüne batabiliyor. Hakkımda yazılanlar genelde olumlu, olumsuzları da duymamaya çalışıyorum maalesef onlardan bazıları bir takım menfaat ilişkilerine dayanıyor. Benim eleştiriye her zaman saygım var ama bazen haksızlık ediyorlar. Beni kırk yıllık jokeylerle kıyaslıyorlar, bundan mutluluk duyuyorum hem de şaşırıyorum. Onlar yılların jokeyi bana biraz daha zaman tanımaları gerekir. Ben de kendimi kanıtlayacağım tabiî ki ama hemen onlar gibi olmamı bekleyerek insafsızca davranıyorlar. Bazen hak etmediğim eleştirilere maruz kalıyorum.
En büyük destekçim Orhan Yenihayat beni genelde bu tip şeylerden uzak tutuyor. Hakkımda yazı yazılması beni üzmüyor ne de olsa meyve veren ağaç taşlanır. Ben çalışıyorum ve bir şekilde öne çıkıyorum demek ki. İnsanlar da benden söz ediyor, tam tersi olsa daha çok üzülürdüm.

• Günlerin nasıl geçiyor, nelere dikkat ediyorsun?

Uykuma özen gösteriyorum. Antrenmandan gelince güzel bir uyku çekiyorum. Yediklerime de özen gösteriyorum ama bazen de önüme ne gelirse yiyorum, enerji gerektiren bir spor yapıyoruz, acıkıyor insan ama yazın karpuz çok yiyorum.

• Başka spor dallarıyla ilgileniyor musun?

Ben koyu Fenerbahçeliyim eskiden hiçbir maçını kaçırmazdım, takım hakkındaki her şeyi bilirdim şimdi onu da takip edemiyorum. 14-15 yaşındayken Galatasaray’ın alt yapısında oynamıştım ailemden habersiz seçmelere katıldım, o dönem 1200 kişinin arasından 7 kişi seçildik yıldız takımında oynadım, daha sonra fiziğimi dezavantaj olarak gördüler, o zaman ufak tefek olduğuma çok üzülmüştüm. Şimdi düşünüyorum da galiba ben jokey olmak için doğmuşum.

İstatistik
 
  Bugün 113 ziyaretçi (227 klik) www.altili.tr.gg ©  
 


Ana Sayfa BültenGalopGünlük TahminCanlı Sonuçlar Resim Galerisi TJK TV TAY TV Muhtemel TV Lig Radyo İstatistik Oyun & Eğlenceİletişim YASAL UYARI
Bu site en iyi 1024 x 768 çözünürlük, Google Chrome ile Görüntülenebilir.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol